4 Ocak 2010 Pazartesi

4 Ocak, 2010

“AKP bir seçim daha kazanırsa burası FC olur, halbuki AKP’ye oy verenlerin ve vereceklerin çok küçük bir kısmı bunu ister”. Ülkenin bu kadar siyasi, sosyal ve ekonomik başka meselesi olmasına rağmen önümüzdeki seçim maalesef – ve o da şansımız varsa- “burası Fethullah Cumhuriyeti olsun mu olmasın mı” seçimi olabilir.

***

Herkes kendini yaklaşan döneme göre konumlandırıyor, kullandığı ve kullanmadığı kelimeleri ona göre seçiyor. Herkes Türkiye’nin en organize, dinamik, disiplinli ve motive grubunun ve belki de tek oyun kurucusunun kim olduğunu bildiği halde (ipucu, bu AKP, ordu, bürokrasi, medya ya da “İstanbul” değil) birkaç istisna dışında kimse eleştirmekten vazgeçtim “cemaatin” adını ağzına almaya bile cesaret edemiyor.

***

Bundan sonra Türkiye siyaseti ve ülkenin geleceği ile ilgili genel değerlendirmeler yaparken cemaatin adını almayan hiçbir yorumcuyu ciddiye almamaya karar verdim.

***

“Çok kritik bir döneme girdik” sözü tarihte gereksiz yere çok kullanılmıştır. Ama içinde olduğumuz dönem bu ifadeyi gerçekten hak ediyor. Çünkü artık “cemaatin” bu oyunu kazanacağına dair geniş çaplı bir algı oluşmaya başlıyor ve bu olduğunda “ortadaki oyuncular” ona göre pozisyon almaya başlayabilir ve direnenlerin en inançlıları haricindekiler pes etmeye başlayabilirler.

***

Baykal “AKP-Cemaat aynı şey” diyerek hata yapıyor. Bu hem doğruyu yansıtmıyor hem de taktik olarak akıllıca değil. Hedef büyütmenin, Erdoğan’ı daha da Cemaat’in kolların atmanın alemi yok. AKP kendisine normal bir parti olarak davranılmadığı için bu kadar büyüdü. Kendini sürekli tehdit altında hissettiği için cemaatten kopamıyor.

***

“The case against cemaat”: ??

"The case for cemaat”: ??

***

Cemaatin güçlü yönleri: Eğitim, organizasyon, disiplin, para, gizlilik, istihbarat, motivasyon, “gelecek bizim” duygusu, başkalarındaki “gelecek onların” düşüncesi …

***

Cemaatin zayıf yönleri:??

***

Cemaatin kozmik odasında neler var? Cemaatin hangi “krokileri” var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder